BEBEKLİ DEFTER KABIM…
Her kız çocuğu gibi ben de büyüyünce “anne” olacaktım. İlkokul yıllarımın başlarında çok sevdiğim bebekli defter kabımın üzerindeki erkek bebekleri ikişerli daireler içine alıp onlara adlar verişim daha dün gibi. Mert-Berk, Tankut-Cankut… El yazımla kitap-defter kaplarımın üzerine yazdığım bu isimler ileride doğacak ikiz erkek bebeklerimin adı olacaktı, çok istiyordum bunu.

Sonra büyüdüm. Anne olma hayalimden hiç vazgeçmedim ama ne yalan söyleyeyim ikiz bebek fikri uçtu gitti beynimden. Seneler geçti. Bundan dört sene evvel eşim çıktı karşıma, nasıl büyük bir aşk… İlk günlerimizdi, “sen ne güzel bir anne olursun” dediğinde yüreğim çıkacak sandım yerinden. Anne olma fikri içimi titretti ve ben hazırdım buna.
Evleneli yedi ay olmuştu, bir nisan sabahı “hamilesiniz” diyen bir kadın sesiyle uyandım. Sonra tekrar dalmışım. Rüyamda beyaz önlükler içindeki eczacı kadın beyaz bir kağıt uzatıyordu bana, “hamilesiniz” diye tekrarladı gülümseyerek yanında üç dört yaşlarında iki erkek çocuk gözlerimin içine bakıyordu. Terler içinde uyandım, yerimde duramıyor ne yapacağımı bilemiyordum. Sessizce banyoya gittim. Test yapmak için çok erkendi ve bu rüyadan başka bir sebebim yoktu. Ama bekleyemedim. İkinci çizgi o kadar silikti ki evin bütün odalarını dolaştım, ışıkları açtım ikna olmadım. Yatak odasına döndüm, eşime seslendim. Gözlerini açtı. Henüz testi göstermeye fırsat bulamamıştım ki “rüyamda bebeğimizi kokluyordum” dedi. Bazı anlar vardır ya hani kahkahalar hıçkırıklara karışır işte öyle bir andı bu.
Doktora gitmek için bir hafta beklemeye karar vermiştik. Arkadaşlarımızla yaptığımız bir sohbet sırasında malum soru soruldu; Kız mı istiyorduk erkek mi? Ben erkek bebek sahibi olmayı istiyordum bütün planlarım hayallerim bu yöndeydi, oğlum olacaktı, adı Ege olacaktı vs vs. Eşime hiç sormamıştım bu yüzden ben de merakla bekliyordum cevabını. “Ben ikiz bebek istiyorum” dedi. İnanamadım, güldüm. “Ailenizde ikiz var mı ” diye sordum “yok” diye cevapladı.”Bizim de yok, nasıl olacakmış o ” dedim alaycı bir sesle, ” neden olmasın” dedi ve ekledi “benim çocukluk hayalimdir ikiz bebek”. Boşuna aşık olmamıştım ona çocukluk hayalimiz bile ortakmış.
Ertesi sabah ilk doktor randevumuza gittik heyecandan titriyordum. Sedyeye uzandığımda gözyaşlarımı tutamadım, ekran karşımda sessizce bekliyordum.”Ne görmeyi umuyorsunuz?” dedi doktorumuz “bir kese” dedik. Kese oluşsun diye beklemiştik, kese vardı değil mi? “Bir kese mi? Sadece bir kese mi?” diye cevapladı. Nasıl yani, ne demek istemişti? Gözyaşlarımı sildim, soğuk soğuk terliyordum bu defa, cevap veremedim. Doktorumuz gülümseyerek “burada iki kese var” dediğinde eşime baktım bana bakıyordu, neler oluyordu? Bir gece önce konuşulanlar, çocukluk hayalimiz, rüyamda gözümün içine bakan iki erkek çocuk hepsi hepsi uçuşuyordu beynimde.
İşte böyle haberdar oldum yavrularımızdan. Ege geliyordu ama bu yolculuğa yalnız çıkmamıştı, bize bir sürprizi vardı yanında kardeşini de getiriyordu. Ve hayatımın en mutlu, en endişeli, en gururlu, en mucizevî günleri artık başlıyordu.
Elif GÜRIŞIK GEZİCİ