Merhaba Sevgili Okur ;
Umarım geçtiğimiz haftan keyifli ve huzurlu geçmiştir. Yahut haftanın olduğu gibi geçip gidesi varken sen onu keyifli ve huzurlu kılmışsındır belki kim bilir. Malum hayattaki huzur katsayısının artması bu ikinci ihtimal üzerinde raks ediyor. Geçip giden günün ,haftanın ; yanağına bi’ buse , keyfine göre kahve ,azıcık masaj ,hoş bir müzik …Ne gerekirse yap Sevgili Okur. O geçen günler, haftalar solgun suratla gitmesin. Zira malum ilk kez gelen ve bir daha gelmeyecek olan anlara gebe bu bedenlerimiz : ) Her anlamda hayırlı doğumlarımız olsun dilerim. Benim haftam keyifliydi (elimden geleni Yaptım inan : ) ) Ailemize yeni üyemiz katıldı , minnak Buldog yavrusu nam-ı diğer “Yoda ” . (Evet , ailecek StarWars severiz ) Köpek ve bebek iletişimi ile ilgili görüşlerimi yazacağım fakat bu haftaki yazım malum geçen haftaki “dikkat mucize çıkabilir” in devamı , heyecan büyük yürek kıpır kıpır şuan. Iyisimi kaldığım yerden devam edeyim ;
Çok merak ediyordum Suni sancının acısı nasıldı ? Acaba dayanabilecek miydim ? Ne kadar sürecekti ?? Ve tüm bu soruları gidermemin tek yolu deneyim etmekti ve bu hamleyi yapmak için hemşirem yardımıma yetişti : ) Bir serum getirdi “bu nedir ? “diye sordum.”Suni sancıyı serum yoluyla damardan veriyoruz.” dedi. Haydi bakalım mucizeme giden Sürecin içinde koşar adım ilerliyorum…
Odada eşim ve kardeşim vardı ,ailelerimiz içerde az kişinin kalmasının daha iyi olacağını düşünmüşlerdi, ki oldukça yerinde bir karardı.Aksi halde sürecin etkisini üzerimde daha da yoğun hissedecektim.
Ilk sancım geldiğinde anladım ki suni sancı öyle abartılacak bir şey değilmiş.(doğum yapacak ana dostlarıma moral olsun diye söylemiyorum inanın : ) ) Tabii en hafifini alıyordum gittikçe etkisi yoğunlaşacaktı ama en azından kafamdaki soru işaretlerinin bir kısmı yok olmuş, içim rahatlamıştı.Bu arada doktorum gelip açılmam olup olmadığını kontrol ediyordu.16:00’ya kadar açılmam olmayınca doktorumuz eğer bu şekilde devam ederse mecburen sezeryana alacaklarını söyledi ve epidural almamın bebek için herhangi bir zararının olmadığını sadece beni rahatlatmak için takıldığını hatırlattı ve odadan ayrıldı. Suni sancının etkisini arttırdılar ve saat 17:00 gibi ilk epiduralimi aldım.Hakikaten daha az hissedilmesini sağlıyor epidural ,azıcıkta sarhoş gibi yapıyor insanı. Saat 19:00 gibi tekrar kontrole geldi doktorumuz ve o ara kesemi patlatmış. : ) Ben tabii bebeği yahut açılmamı kontrol ediyor sanarken , aniden su gelmeye başlayınca azıcık panik olsam da kendimi Oğluma giden yola bırakmamın en rahatlatan olacağını biliyordum ve derin yoga nefesleri alarak sakinledim ve keyif almaya çalıştım çünkü bu anlar kıymetliydi … Bebeğimle fiziksel olarak en yakın olduğumuz anlardı, bir kez daha böyle bir mucizeye tanıklık edemeyebilirdim. Yaşadıklarım dogum sancısı/acı değil , oğlumun bize gelişini müjdeleyen ayak sesleriydi … Keyif vardı , çok aşk vardı …
Saat 20:00 ‘ de doğumhaneye alındığımı hatırlıyorum.( Hatırlıyorum dememin sebebi bu andan sonra zaman kavramının benim için farklı bir hızla akıyor olmasıdır.) Oğlumuzu kollarıma almaya çok az kalmıştı .Eşim ve ailemiz doğumhanenin kapısındaydı,doktorumuz eşimin doğuma girip girmeyeceğini sordu. Tüm süreç boyunca desteğini esirgemeyen ve en büyük destekçim olan Biricik Eşim Elbette giriyordu. : ) Doktorumuz soruyu sordu “Peki . ” deyip doğumhanenin kapısını kapadı. “Ne zaman gireceğini söyleyeceğim ” diye ekledi. Hayatımda hiç olmadığım kadar yoğun ve kuvvetli duygular içindeydim … Ve oğlumun dünyaya gelişinin adım sesleri iyice sıklaşmıştı. Oğlumun bana doğru adım attığı an tüm gücümle ona destek olmam gerektiğini söyledi doktorumuz. Tüm ekip oğlumdan bir adım daha bekliyorduk… Ve evet çok geçmeden hemen bir adım daha geldi “tüm gücünle it Bebeğini kızım ” dedi doktorum. Tüm gücümle itiyordum ama bir yandan da kendimi geri çekmeden edemiyordum. Bir süre bu şekilde devam etti gerektiği kadar kuvvetli itemiyordum…Hep dünya ritmine bağlı bedenin refleksleri işte … Oğlumun son adımı geldiğinde ;”yapamayacağım, beni sezeryana alın”dedim olmuyordu. Fakat doktorum duydugum en net vurguyla , çok kullanmadığım ilk adımı kullanarak bana seslendi ;” bu noktadan sonra seni sezeryana almamın imkanı yok. Bebeğinin kafasını tutuyorum it Bebeğini Sabriye hadi kızım!!! ” dedi. Tam o an eşimi çağırdılar … Sanki yavaşlatılmış şekilde yaşıyordum olanları , ilk adımın gücünü hissettim … Sabriye … Sabır , ne kuvvetli bir isimdi… Bu zamana kadar hiç kıymetini bilmediğim adım bana destek oluyordu. Tüm gücüm bitmişken toparlanıp kendimi Oğluma bıraktım , tüm bedenimi reflekslerimi Oğluma ve Allah’a teslim ettim. Ve yine rüyamı hatırladım bal evladımın kokusunu , tenini , ruhunun benimkine nasılda karıştığını … Doktorum “hadi kızım son kez it Bebeğini birazdan kucağında olacak” dedi. Eşimin elini tuttum onun gücü benimkine karıştı adeta ,öyle bütünleyici öyle çoğaltıcı bir andı ki o an … Kulaklarım uğulduyordu ve uğultuyu o büyülü ses kesti… Ve o an analığım doğdu, Eşimin babalığı doğdu, annanelik,babanelik,dedelik ,dayılık ve amcalık doğdu… Oğlum benim ,ne kadar da güçlüydü, bir doğuma kaç doğum sığdırmıştı… Allah’ıma şükürler olsun hemen emzirdim , ve teni, kokusu … Büyülenmiştim… Bu bedenim ,ruhum daha evvelden hiç bu kadar kuvvetli bir duygu yaşamamıştı… Bebeğim kollarımda bir süre kaldık. Oğlum emerken gözlerimi ondan alamadım.İlk kez gıda oluyordum, hayat veriyordum bedenimin kudreti ile tanıştım o an…Inanın ana dostlar her anına canım feda olsun diyeceğim bir duygu çağlayanı yaşıyordum…Bazı şeyleri insan istesede yazamıyor ,tarifi imkanlı değil … Kokusu var mesela koklarsanız, dokusu var mesela daha önceden hiç dokunmadığınız kadar pürüzsüz , tadı var tadı anlamak için tatmalısınız, Gözde bıraktığı yaşı var en berrağından , bedenin emeği var tüm zerrenizde hissettiğiniz … Tüm bunları yazamaz insan elbet ama yaşar öyle bir yaşar ki , ağzıyla burnuyla Aşka bulanır Aşka doyar sonunda … Sonrası iyilik güzellik Ana Dostlarım evlat kokusu ve ana yüreği ile dolu bir hayat başlar …
Aşkın kuvveti ve Allah’ın rahmeti üzerimizde bebelerimizle olsun…
Analığınızı sevip bebenizi koklarım …
Muhabbetle…